28 Aralık 2012 Cuma

Minnie Mouse Bardak Altlıkları



Yılbaşı öncesi sevdiklerine  kendi eliyle hediye hazırlamak isteyenler için küçük bir öneri. Keçeden yapılmış bardak altlıkları. Bugün Sera'nın doğum günüydü ben onun için Minnie Mouse şeklinde yaptım. 


İhtiyacınız olacak malzemeler


              1. İki farklı renkte keçe (biri kalın biri ince)
              2. İğne iplik
              3. Silikon tabancası
              4. Karton
              5. Kalem
              6. Makas
              7. Sabun
              8. Kalıp çizmek için yuvarlak mutfak eşyaları :)


Öncelikle ince kartondan kalıp hazırladım. Kalıp için   bir büyük iki küçük yuvarlak çizebilecek herhangi bir eşya bulun.Ben bir bardak ve  küçük yuvarlak kurabiye  kalıbı kullandım. Kalıp için kartona önce bardakla bir daire çizip daha sonra küçük kurabiye kalıbı ile kulaklarını çizip kalıbı kestim.


Daha sonra siyah kalın keçe üzerine kalıbımı koyarak sabunla çizdim ve kestim. 
Fiyonklar için kırmızı ince keçe kullandım. Dikdörtgen şeklinde kestiğim küçük kırmızı keçeleri tam ortadan siyah iplikle teğelleyerek ortasından boğup bağladım.

Hazırladığım fiyonkları silikon ile yapıştırdım.

Daha büyük boyda kalıp hazırlayarak amerikan servis de yapabilirsiniz. Farklı renkler ve şekiller keserek kendi bardak altlıklarınızı yapabilirsiniz.

Kolay gelsin





26 Aralık 2012 Çarşamba

Bir valizle gidip bagaj - arka koltuk dolu geri gelmek

Dün akşam döndük evimize cuma'dan beri yokuz. Bugün sanki pazartesi bizim için :) Yine öğlenlere kadar uyudum. Kalktığımdan beri de hiç birşey yapmadım. Uzattım ayakları oturuyorum. Yorulmuşum biraz galiba ama çok güzel geçti İzmir. Cuma akşamdan İzmirdeydik, cumartesi günü Karabağlar, pazar Foça, Pazartesi Kemeraltı ve Salı dönüş. Hızlı, keyifli, eğlenceli bir seyahat oldu. Herkesi çok özlemişiz.

Cücü her İzmir'e gidelim dediğinde yol gözümde uzuyor da uzuyordu. Cuma akşamı git, pazar dön. Artık 8. ay bitti, 9'un içindeyiz 33+5 bugün yazın bile gidip gelirken yoruluyordum, şimdi nasıl olacaktı bilemiyordum. Ama dönüşte belimin ağrımasını saymazsak tahmin ettiğimden daha kolay oldu. Her zamanki gibi bir küçük valiz ve bir sırt çantası ile gidip bagaj ve arka koltuk dolu olarak döndük  :) Ama bu sefer bahanemiz var bebişe alışveriş yaptık. 

Karabağlar'da adım adım

Marin temalı bir bebek odası yapmak istiyorduk. Mobilyamız için uygun kulpları seçmiş ama Baumax'ın hiç bir mağazasında yeterli sayıda bulamamıştık. Karabağlar'da bulursunuz orada bir sürü yer var diyenlere inanarak Cumartesi günü düştük yola. Karabağlarda bizi çok şahane adım adım ilerleyen bir trafik karşıladı.  Karabağlar'da ne kadar kulp satan mağaza var ise gezdik ama gönlümüze, gözümüze hitap eden  hiç bir şey bulamadık. Cumartesi tüm öğleden sonramızı Karabağlarda geçirdik ama sonuç yok derken içimden bir ses ilk beğendiğimiz kulplar için Baumax'ı tekrar aramamı söyledi. Gelmiş :) istediğimiz kulplar stokta yoktu ama gelmiş.Zaten en çok onları sevmiştik :) Avcılar mağazasına havale yapacağız ve onlar bize kargo ile gönderecekler. Süpeeerrr :) Bizim için yorucu bir gün oldu ama olsun sonucu güzel oldu. Hem aklımızda keşke baksaydık diye kalmaz artık tüm modelleri biliyoruz ve bizim zevkimize göre en güzelini bulduk.

Hem İkea hem Kemeraltı aynı gün olmaz

Pazartesi günü bizim için hem çok yorucu hem de çok keyifliydi. Anneanne ve babanemiz Önce İkea'ya oradan Kemeraltı'na gittik. Evet biliyorduk ikisi aynı anda olmaz çok yoruluruz ama işte ben istedim ya kimse de olmaz demedi kırmadılar beni. Takıldılar peşime o dükkan senin bu dükkan benim gezdik. Eksik listemiz  hazır son alışverişi yaptık.  Günün sonunda listeyi kontrol etmek istediğimizde cep telefonumun şarjı bittiği için listeyi göremedim ve pek tabi bir şeyler unutuldu. Olsun hala bir aydan fazla zamanımız var.

İkea'dan oğluşun odası için kırmızı halı, aylar önce beğendiğimiz cibinliği, lastikli çarşaf, alez  aldık. Önceden alacaklarımı belirlemiştim çünkü her seferine Cücü öflemeye püflemeye başlıyor ben her şeyi mıncıklarken. Ama bu sefer öyle olmadı ciddi anlamdan İkea'dan hem alışveriş yapıp hem de  en kısa sürede çıkma rekorumu kırdım. Oradan Kemeraltı'na geçtik. Asıl sınavımız oradaymış meğersem Kemeraltı'nda ve civarındaki bildiğimiz bütün otoparkları gezdik. Hiç birinde yer olmadığı gibi hepsinin önünde de biri çıkarsa diye sıra vardı. Konak İskelesi'nin yanındaki otopark ve Kemeraltı'ndaki çok katlı otopark (galiba 8 katlıydı orası) buna dahil. 
Kemeraltı alışverişimiz yaklaşık 45 dakikalık otopark arama işkencemizin sonunda Cüneyt'in bizi indirip arabayı Fuar'a park etmesiyle sonunda başladı. Kemeraltı'nda geçirdiğimiz yaklaşık 4 saat içerisinde perdelik kumaş, yatak kenarı için kumaş, sünger ve elyaf, bebek şekerleri için kurdela, hatta birde evimize masa örtüsü yapmak için Cücü'nün çok sevdiği pop art desenli kumaşlardan aldık.  Tabi bu arada tabi ki de Cücü ile fikir ayrılıklarına düştük. O beğendi benim hayal ettiğim gibi değildi. Ben beğendim onun içine sinmedi. Ama sonunda karnımız doyunca ikimizde doğru yolu bulduk. Meğerse bütün sorun açlıkmış :) Bu konuda  Hisarönü'nde yatık döner yapan bir yer var orası imdadımıza yetişti. Şiddetle herkese tavsiye ediyorum çok lezzetliydi ya da biz çok açtık. 

Kemeraltı'ndan çıktığımızda hepimiz çok yorulmuştuk. Ama değdi çok güzel şeyler aldık. Odamız tamamlanınca hepsini paylaşacağım.

Kızlara hep kıyak

Hep söylüyorum yine söyleyeceğim, bu bebek eşyaları, aksesuarları, kıyafetleri konusunda kız bebişlere hep torpil geçmişler. Erkek bebekler için seçenekler çok kısıtlı, kızlar da ise hep daha çok seçenek var. Benim gibi hazır perde, uyku seti istemeyen, odanın kulplarını seçmek isteyen olursa şu anda tüm alternatifleri aşağı yukarı biliyorum. Yardıma hazırım.



18 Aralık 2012 Salı

Müge Hanım'ın Vişneli Kek'i

Kek dediğin kakaolu olur ne o öyle meyveli filan?!!!! 
Bunu diyen benim ve blogum için seçtiğim ilk tarif  Vişneli Kek.  Cücü'nün hamur işi merakı ve meyveli kekleri sevmesi ile hayatta böyle değişiklikler oluyor.  Ee birde hamiş olup sabah uykuları tatlı gelmeye başlayınca eşime sabah kahvaltıları için hafta içi kek, poğaça yapıyorum. Bu sefer değişik bir şey olsun, aaaa evde vişne var diyerek internetten bakıp yapmaya karar verdiğim bu tarif iş dolayısıyla da tanışma imkanı bulduğum Hünerli Bayanlar blogunun yazarı Müge Hüner'e ait. Sadece benden küçük bir ekleme var. Gerçekten onun da söylediği gibi nemli, yumuşacık bir kek. Mutlaka siz de deneyin :)

Not: Cücü bu keke bayıldı. Son dilimi yerken yenisini ne zaman yapacağımı soruyor :)



Malzemeler
  • 3 Adet Yumurta
  • 1,5 Su Bardağı Şeker
  • 1 Su Bardağı Sıvı Yağ
  • 1 Su Bardağından 1 parmak az Süt
  • 1/4 bardak vişne suyu(konserveden çıkan vişne suyundan
  • 3 Su Bardağı Un
  • 1 Paket Kabartma Tozu
  • 1 Paket Vanilya
  • 20 adet kadar vişne (ben konserve kullandım)
Yapılışı
  • Oda sıcaklığındaki yumurta ve şekeri, vanilya ile birlikte, şeker eriyip, karışım krema kıvamına gelinceye kadar çırpın.
  • Süt ve yağı ekleyip, biraz daha çırpın.
  • Un ve kabartma tozunu karışımın üzerine eleyin ve çok az çırpın.
  • Kare veya dikdörtgen bir borcamın tabanına yağlı kağıt serin ve karışımı borcama dökün.
  • Üzerine ikiye böldüğünüz vişneleri dizin.
  • Önceden ısıtılmış, 180 derece fırında pişirin.
Afiyet olsun...

Benim Mutfağımdan



Beni tanıyan bilir bir anda çoşar mutfağa girerim. Çok keyif alırım böyle mutfağa girmekten ama işte canım istemezse en basitinden bir makarna haşlamak bile dert olur bana :) Yaptıklarımı mümkün olduğunca çok kişiye yedirmek onlardan "çok güzel olmuş"u duymak benim için tüm günümü mutfakta geçirmeme değer.


Yemek konusunda bu kadar keyifle pişirmemi oohh oooh ohh çok güzel olmuşlarla destekleyen ablama, Bordeaux'da yaşarken sadece Mine'nin yaptıklarını yiyebiliyordum diyerek yemeklerimi öve öve bitiremeyen (-ki öyle matah bir şey de yemedi elimden) Gözde kuzuma, her başım sıkıştığında "anneanne yaa o nasıl yapılıyordu" deyip her seferinde aynı şeyleri sorduğum  canım anneanneme, yaptıklarımı beğenip eline sağlık diyenler herkese teşekkürler. 
Naçizane sizinle kendi beğendiğim tarifleri paylaşacağım. Yanlış anlaşılmasın tarifleri tabi ki ben yaratmadım ama pişirmesi sunması benden :)

17 Aralık 2012 Pazartesi

Can Bey'in hazırlıkları ve doktor kontrolü

32. hafta 3. gündeyim bugün, doğuma çok az kaldı... Bu sabah ki doktor kontrolümüz itibariyle Can Bey 47 cm 2350 gr olmuş. Doktorumuz Almila Hanım her zaman söylediği şeyi tekrarladı bu oğlan uzun boylu olacak :)
Ne kadar da çabuk geçmiş zaman haziran ayında ilk ultrasona girdiğimde 1cm bile değildi. Tam 191 gün geçmiş... İple çektiğimiz doktor kontrolleri, heyecanla beklenen test sonuçları, kız mı erkek mi iddaları, hareket etti edecek bekleyişleri derken  şimdi kalan son günleri  doğumun nerede nasıl olacağını konuşuyoruz. Ve önümüzde kalan aşağı yukarı 8 hafta... Tahmini olarak 4 şubat haftası sezeryan ile gelecek küçük bey. Doğum için Bodrum Acıbadem'e bugün itibariyle karar verdik.

Geçtiğimiz hafta Can Bey için neler yaptık?
Haftalardır gündemimizde olan bebek odası için alınacak mobilyalar için sonunda kararımızı ve siparişimizi verdik. Yatağımız zaten haftalar önce gelmişti. Ece teyzemiz Lale ve Lila'nın yatağını bize vermişti. Bin tane internet sitesi gezildi.İzmir ve Bodrum'da bir sürü mobilya mağazasında ayaklara kara sular indi. Neredeyse tüm sitelerdeki "bebek odası nasıl olmalı" yazıları okundu. En elverişli modeller için herkesten tavsiyeler alındı. Vee en sonunda mobilyamızı yaptırmaya karar verdik. Böylece hem bizim istediğimiz ölçülerde olacak, hem en kullanışlı şekilde dizayn edilecek. Mobilya siparişimizi Bodrum Derin Ahşap'a verdik. Firma sahibi Mücahit Bey o kadar yardımcı, çocuklar konusunda hassas ve sanki kendine mobilya yapıyormuşçasına titiz ki gerçekten içim çok rahat. Birkaç güne kadar mobilyanın ilk haline birlikte bakıp nasıl olacağına karar vereceğiz.  Şu anda bizim için 1 dolap ve 1 şifonyer yapılıyor. Rengi inci beyazı olacak ve biz onun için marin temalı kulplar, aksesuarlar, perde ve halı seçeceğiz. Sonuçta nasıl bir odamız olacağını paylaşacağım.


Evimiz 2 katlı olduğu için salonumuza ayrıca bir park yatak almaya karar vermiştik. Park yataklar arasından da Graco Countour Prestige modelini beğenmiştik. Haftasonu www.picabo.com.tr de istediğimiz ürünün çok iyi bir indirime girdiğini görünce babaannemiz hemen aldı. Teşekkürler Babaanne:) Normal fiyatı 410 TL civarında olan bu park yatak sitede kısa bir süreliğine 299 TL olmuş üstelik havale indirimiyle 287 TL'ye alabiliyorsunuz.




Son olarak geçen hafta oğlumuzu ziyarete gelenlere vereceğimiz çikolatanın ne ve nasıl olacağına karar verdik. Nikah şekerimiz ve Maks'ın doğum çikolatalarından sonra bunu da kendim yapmaya karar verdim. İçi bonibon olacak dışını ise yapınca paylaşacağım. İnşallah bonibon gibi tatlı ve renkli bir hayatı olur. 

Herkese merhaba....

Yıllardır bir blog açsam mı? Açsam ne yazarım acaba diye düşünürken bu gece zaten bir blogum olduğu fark ettim. Büyük sürpriz..... :)
Tanımayanlar için önce biraz ben...
Kısaca anlatmak gerekirse; Karşıyakalı ama Bodrum'da yaşayan zorunlu ev hanımı.
Ailesinin Minnoşu, Cücüsünün Min'i yakın zamanda doğacak olan Can'ın annesi, arkadaşlarının çenesi düşüğü  MİNE ben...

Neler paylaşacağım sizinle blogumda????
Biraz ondan biraz bundan :) Biraz ordan biraz burdan....
Mutfak merakımdan dolayı denediğim tarifleri...
Kendi kendime yaptığım basit ama sevimli işleri...
Bodrum'da yaşamı...
Doğuma kadar hamilelik zamanımı sonrasında Can'ı...

Herkese merhaba...